Latest Articles

  • ADR Mevzuatı Nedir ve Türkiye’ye Uyarlanması nasıl

     

    Bu çalışmada, Almanya’dan İrlanda’ya, Tunus’tan Türkiye’ye 48 taraf ülkenin bulunduğu ADRsözleşmesinde tehlikeli malların uluslararası karayollarında nasıl taşınacağından, dikkate alınması ve uyulması zorunlu olan kurallardan ve tarafların (alıcı, boşaltan, taşıyıcı, gönderen, paketleyen, yükleyen, dolduran) yükümlülüklerinden bahsedilmektedir. Ayrıca bu çalışmada, 2010 yılında taraf ülkeler arasına katılan Türkiye’nin, ADR sözleşmesine adaptasyonu ve geçiş sürecinde TMGD’nin (tehlikeli madde güvenlik danışmanı) rolü ve önemi, TMFB (tehlikeli madde faaliyet belgesi) zorunlulukları ve düzenlenme kriterleri, tehlikeli madde taşımacılığı yapan araçların ADR mevzuatına uygunluğu ve çevresel açıdan ADR mevzuatının önemi anlatılarak görüş ve önerilerde bulunulmuştur.

    ADR kısaltması, orijinal sözleşmenin Fransızca ismindeki kelimelerin ‘(A)ccord Européen Relatif au Transport İnternational Des Marchandises (D)angereuses par (R)oute’ baş harflerinden gelmektedir. ADR (Tehlikeli Malların Karayolu ile Uluslararası Taşımacılığına İlişkin Avrupa Anlaşması), tehlikeli maddelerin, insan sağlığına ve çevreye zarar vermeden, güvenli ve düzenli şekilde kamuya açık karayolu ile taşınmasını sağlayan bir yönergedir. Bu yönerge, taşıma faaliyetinde yer alan tarafların (Gönderici, alıcı, taşıyan, paketleyen, operatör, boşaltan, dolduran, yükleyen vd.) sorumluluk ve yükümlülüklerini de belirler. Bu yönetmelik kapsamında alınan belgelere ve sertifikalara ADR belgesi denir.

     

    ADR yönetmeliği, Birleşmiş Milletler Ekonomi Komisyonu nezdinde 30 Eylül 1957 tarihinde yapılmış ve 29 Ocak 1968 tarihinde yürürlüğe girmiştir. ADR’ye taraf ülkeler ise; Almanya, Andora, Arnavutluk, Avusturya, Azerbaycan, Belarus, Belçika, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Çekya, Danimarka, Estonya, Fas, Finlandiya, Fransa, Hırvatistan, Hollanda, İngiltere, İrlanda, İspanya, İsveç, İsviçre, İtalya, İzlanda, Karadağ, Kazakistan, Kıbrıs Rum Kesimi, Letonya, Liechtenstein, Litvanya, Luxemburg, Macaristan, Makedonya, Malta, Moldovya, Polonya, Norveç, Portekiz, Romanya, Rusya Federasyonu, Sırbistan, Slovakya, Slovenya, Tacikistan, Tunus, Türkiye, Ukrayna ve Yunanistan’dır.

    Ülkemizde ADR standartlarının yürürlüğe girişi 01.01.2010 tarihidir. Gerekli düzenlemeler ise 15.06.2008 tarih ve 26907 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanmıştır (R.G., 2008). 24 Ekim 2013 tarihli ve 28801 sayılı Resmi Gazetede (R.G., 2013) ise “Tehlikeli Maddelerin Karayolu İle Taşınması Hakkında Yönetmelik” yayınlanarak ADR mevzuatı ülkemize uyarlanmıştır. Ayrıca 03.08.2017 tarihli ve 63089 sayılı olur ile yürürlüğe giren ‘Tehlikeli Madde Faaliyet Belgesi Düzenlenmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönerge’ ile ülkemizde ADR mevzuatı kapsamında olan işletmeler belgelendirilmiştir ve belgelendirilmeye devam edilmektedir (U.B.A.K., 2017). Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık Genel Müdürlüğünün verilerine göre Tehlikeli Madde Faaliyet Belgeli firma sayısı ise 28.235’tir. ADR mevzuatına ve yayınlanan yönergeye göre tehlikeli maddelerin karayolu taşımacılığı alanında faaliyet gösteren tarafların dolduran, paketleyen, yükleyen, gönderen, alıcı, boşaltan ve tank konteyner/taşınabilir tank işletmecileri bu faaliyet alanlarından biri veya birden fazlası için ilgili Bakanlığa (Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı) başvurarak Tehlikeli Madde Faaliyet Belgesi (TMFB) almak zorundadır (Şekil 1).

    Tehlikeli Madde Faaliyet Belgesi

     

    Bu zorunluluk ülkemizde Avrupa’dan biraz farklılık göstermektedir. Ülkemizde tehlikeli madde ile iştigal eden bir işletmenin TMFB alma zorunluluğu iki ana kritere bağlanmıştır. Birincisi, bir takvim yılı içerisinde ADR hükümlerine tabi olan tehlikeli maddelerden net 50 (elli) ton ve üstü miktarlarda işlem yapan gönderen, paketleyen, dolduran, boşaltan ve yükleyen olarak faaliyette bulunan işletmelerdir. İkincisi ise ADR mevzuatında belirtilen sınıflardan Sınıf 1 (Patlayıcı Maddeler) Sınıf 6 (Zehirli ve Bulaşıcı Maddeler) ve Sınıf 7 (Radyoaktif Maddeler) kapsamındaki tehlikeli maddelerle iştigal eden işletmeler herhangi bir işlem miktarına bağlı olmaksızın, Tehlikeli Madde Faaliyet Belgesi (TMFB) almak zorundadır. ADR mevzuatının ülkemize uyarlanması 22 Mayıs 2014 tarihli Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanlığı (TMGD) Tebliğ ile devam etmiştir.

    Bu tebliğ kapsamı kimlerin TMGD olabileceklerini, danışman adaylarının almaları zorunlu olan eğitimleri, bu eğitimleri verecek kurumların uyması gereken şartlar gibi hususları netleştirmektedir. TMGD eğitimine katılabilmek için Üniversitelerin Fen ve Mühendislik Fakültelerinden Lisans veya Tehlikeli Madde ve Güvenlik programı/bölümü ön lisans mezunu olma zorunluluğu bulunmaktadır. Bu eğitimlerin kapsamı ise şöyledir; TMGD eğitimlerini ilgili bakanlık tarafından yetkilendirilmiş, TMGDE (Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanı Eğitici) sertifikasına sahip kişiler verebilmektedir. Danışman adayları günde 8 saat ve toplam 8 gün süren zorunlu eğitim sonucu Ulaştırma ve Altyapı bakanlığının yapmış olduğu sınava girmeye hak kazanmaktadırlar. Danışman adaylarının sınav ücretini yatırmaları akabinde 4 sınav hakları bulunmaktadır. 4 sınavda da başarılı olamayan adaylar eğitimlerini yenilemek zorundadırlar. 70 ve üzerinde puan alan adaylar ise ilgili bakanlığın düzenlemiş olduğu Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanlığı Sertifikasını almaya hak kazanırlar. TMGD istihdamı ile ilgili zorunluluk bu tebliğ kapsamında şöyle açıklanmıştır; ADR hükümlerine tabi olan tehlikeli maddelerden net 50 (elli) ton ve üstü miktarlarda işlem yapan gönderen, paketleyen, dolduran, boşaltan ve yükleyen olarak faaliyette bulunan işletmeler ile toplam araç taşıma kapasitesi 50 (elli) ton ve üzerinde olan taşımacılık işletmeleri TMGD istihdam etmek zorundadır. Ayrıca miktarına bakılmaksızın mevzuat çerçevesinde taşıma kategorisi sıfır (0) (Yani miktarı ne olursa olsun ADR hükümlerine tabi maddeler ) olan tehlikeli maddelerle iştigal eden işletmeler de TMGD istihdam etmek zorundadır.

     

    Taşıma kategorisi, ADR mevzuatı bölüm 1.1.3.6’da tehlikeli maddeleri taşıma muafiyeti kapsamında açıklanmıştır. Taşıma kategorisi tehlikeli maddelerin taşıma ünitesi başına düşen en fazla toplam miktarının saptanmasına yardımcı olur. Mevzuata göre;

    • Taşıma kategorisi sıfır (0) olan tehlikeli maddelerin taşınmasında hiçbir muafiyet yoktur. ADR mevzuatına her koşulda uyma zorunluluğu vardır. Taşıma kategorisi bir (1) olan tehlikeli maddeler 20 kilogram veya litre’ye kadar belirli muafiyetler çerçevesinde taşınabilir.
    • Taşıma kategorisi iki (2) olan tehlikeli maddeler 333 kilogram veya litreye kadar belirli muafiyetler çerçevesinde taşınabilir.
    • Taşıma kategorisi üç (3) olan tehlikeli maddeler 1000 kilogram veya litreye kadar belirli muafiyetler çerçevesinde taşınabilir.
    • Taşıma kategorisi dört (4) olan tehlikeli maddeler sınırsız miktarda belirli muafiyetler kapsamında taşınabilir.

    Taşıma kategorisi sıfır (0) olan maddeler ise;

    • Sınıf 1 (Patlayıcı Maddeler) : 1.1A , 1.1L, 1.2L, 1.3L ve UN No:0190 (Patlayıcı Madde)
    • Sınıf 3 (Alevlenir Sıvılar) : UN No: 3343(Nitrogliserin Karışımı)
    • Sınıf 4.2 (Kendiliğinden Yanmaya Yatkın Maddeler ) : Paketleme Grubu I’e ait maddeler
    • Sınıf 4.3 (Su ile temas ettiğinde alevlenir gazlar çıkartan maddeler ) : UN No: 1183 (Etil Diklorosilan) , 1242 ( Metil Diklorosilan)
    • Sınıf 5.1 (Oksitleyici Maddeler) : UN No: 2426 (Amonyum Nitrat, Sıvı)
    • Sınıf 6.1 (Zehirli Maddeler) : UN No: 1051 (Hidrojen Siyanür, Kararlılaştırılmış)2 , 1600 (Dinitrotoluenler, Erimiş) , 3294 (Hidrojen Siyanür, Alkolde Çözelti)3
    • Sınıf 6.2 (Bulaşıcı Maddeler) : UN No: 2814 (Bulaşıcı Madde, İnsanları Etkileyen) , 2900 (Bulaşıcı Madde, Yalnızca Hayvan Sağlığını Etkileyen)
    • Sınıf 7 (Radyoaktif Maddeler) : UN No: 2913 (Radyoaktif Malzeme, Yüzey Kontaminasyonlu Nesneler), 2977 (Radyoaktif Malzeme, Uranyum Hekzaflorür, Bölünebilen)
    • Sınıf 8 (Aşındırıcı Maddeler) : UN No: 2215 ( Maleik Anhidrit, Erimiş)
    • Sınıf 9 (Muhtelif Tehlikeli Maddeler) : UN No: 2315 (Poliklorinlenmiş Bifeniller, Sıvı), 3151 (Polihalojenlenmiş Bifeniller, Sıvı), 3432 (Poliklorinlenmiş Bifeniller, Katı) olarak örneklendirilebilir.

    Fakat bu sınıflandırmalar ve gereklilikler ile birlikte Türkiye ADR’ye taraf olmasına rağmen TMGD istihdamı için piyasanın hazır olmadığı kaygısı ile tehlikeli maddelerle iştigal eden işletmelere bir süreliğine bir takım muafiyetler getirmiştir. Bu muafiyetlerin kapsamı ise şöyledir;

    • Perakende satış yapan akaryakıt, LPG, CNG, ve LNG istasyon işletmeleri ile LPG, CNG tüp satışı yapan işletmelerin; TMGD istihdam etme veya TMGDK’den hizmet alma zorunluluğu 01.01.2018 tarihine kadar aranmaz,
    • Liman Tesisleri ile havayolu kargo terminallerinde tehlikeli maddeleri; gönderen, paketleyen, yükleyen, dolduran ve boşaltan işletmelerin TMGD istihdam etme veya TMGDK’den hizmet alma zorunluluğu 01.01.2018 tarihine kadar aranmaz,
    • Karayolu Taşıma Yönetmeliğine göre K1, K2, C1, C2, R1, R2, L1, L2 yetki belgesine sahip olup, Tehlikeli Maddelerin Karayolu ile Taşınması Hakkında Yönetmelik Kapsamında faaliyet gösteren taşımacıların TMGD istihdam etme veya TMGDK’den hizmetle alma zorunluluğu 01.01.2018 tarihine kadar aranmaz,
    • Kamu kurum ve kuruluşlarında TMGD istihdam etme veya TMGDK’den hizmet alma zorunluluğu 01.01.2018 tarihine kadar aranmaz.

    Bu tarihten sonra ise (01.01.2018) bahsi geçen muafiyetlerin kalkması Türkiye’de TMGD mesleğinin hak ettiği değeri yeterli olmasa da bir nebze görmesini sağlamıştır.

    ADR mevzuatında bölüm 1.8.3.3’te Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanının görev ve sorumlulukları açıklanmış ve bir işletme için çok önemli bir pozisyon olduğu belirtilmiştir. Buradan hareketle danışmanın tehlikeli madde ile iştigal eden bir işletme için hazırlaması gereken, ADR bölüm 1.10.3.2’de belirtilen Güvenlik Planının önemi, 21.yy’nin en büyük sorunlarından birisi olarak görülen çevre sorunlarının çözümü için de önemlidir. Bahsi geçen güvenlik planında “Çevreye Zararlı” olan tehlikeli maddelerin transferleri veya kullanımları sırasında çevresel etkilerini de göz önünde bulundurarak bir yol haritası çizilmektedir. Tehlikeli maddelerin taşınması sırasında kullanılacak güzergâhın belirlenmesi, durma noktalarının belirlenmesi, yükleme veya doldurma sırasında alınması gereken önlemler çevresel açıdan önemli hususlardır. Bu nedenle Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanının işletmeye uyguladığı Güvenlik Planı ile çevre kirliliğinin de önüne geçilebilmektedir.  Örneğin ADR kurallarına uygun yüklenmemiş bir aracın kaza anında çevreye verdiği zararın boyutları Şekil 2’de görülmektedir. Tehlikeli madde taşıyan aracın bir TMGD eşliğinde ADR kurallarına uygun yüklenmesi, kaza anında tehlikeli maddenin çevreye yayılmasını minimuma indirecektir.

    tehlikeli kaza
    ADR Kurallarına Uygun Yüklenmemiş Aracın Kaza Sonrası Çevreye Verdiği Zarar

    Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanının önemli bir diğer görevi ise şudur; birlikte yüklenmesi veya taşınması düşünülen tehlikeli maddeleri ADR mevzuatına uygun olarak değerlendirip, ciddi sonuçlara neden olabilecek durumların önüne geçmektir. ADR mevzuatı bölüm 1.10.3’te ciddi sonuçlara neden olabilecek tehlikeli mallara ilişkin hükümler verilmiştir. Bu hükümlere bağlı olarak “Ciddi Sonuçlara Neden Olabilecek Tehlikeli Malların Listesi” oluşturulmuştur. Bu listede hangi tehlikeli maddenin ne ile ve ne kadar taşınabileceği açıkça belirtilmiştir. Ayrıca ADR mevzuatının çevresel açıdan değerlendirmesini yaparken ADR’li araçlardan bahsetmemek olmaz.

    ADR Kapsamına Uymayan Araç Tipi
    ADR Kapsamına Uymayan Araç Tipi (Şekil 4)

    ADR’li araçların diğer araçlara göre mevzuat kapsamında çeşitli değişiklikleri söz konusudur. ADR’li araçlar ECE R105 regülasyonu ve 98/91/EC yönetmeliğine uygun üretilmektedir. Bu mevzuat araçların fren, elektrik, mekanik bağlantı ve kullanılan malzemelerin uygunluğunun sorgulandığı ve onay şartlarının tarif edildiği bir mevzuattır. Örneğin tankerlerin sac kalınlığından, sac izolasyonundan ve motor aksamlarına, patlayıcı taşıyan araçların depo kısımlarının yangına dayanıklı kapalı bölmelerden oluşması veya elektrik aksamının araç dışında muhafaza edilmesi gibi güvenliği artırıcı birçok unsur söz konusudur.

    ADR Kapsamına Uyan Araç Tipi
    ADR Kapsamına Uyan Araç Tipi (Şekil 5)

    Ülkemizde bir yıl içerisinde toplam 33 milyon ton tehlikeli madde taşımacılığı yapılmaktadır ve bu taşımacılığın %90’ı karayolu ile yapılmaktadır. Karayolunda tehlikeli madde taşıyan araçların yaklaşık 30 binini akaryakıt tankerleri oluşturmaktadır. Akaryakıt tankerlerinin ise yaklaşık 8 bini ADR’lidir. Yaklaşık 22 bin konvansiyonel araç ise güvensiz bir şekilde tehlikeli madde taşımaya devam etmektedir. Bunun yanı sıra patlayıcı taşıyan araçların genel ekseriyeti ADR kapsamında üretilen araçlar değildir (Şekil 4). Bu araçlar genellikle belirli bir süre için ilgili bakanlık tarafından “Taşıt Uygunluk Belgesi” alınmış araçlardır (Şekil 3). Ancak tehlikeli madde taşımacılığı, tamamen bu amaç için dizayn edilen araçlarla (Şekil 5) gerçekleştirilmesi gereken oldukça önemli ve ciddi bir iştir. Bu sebeple bu geçiş döneminin daha da uzamamasını sağlayacak özveri ve yaklaşımlar hem devlet kademeleri hem de özel sektör tarafından ivedilikle ortaya konulmalıdır.

    ADR Taşıt Uygunluk Belgesi
    ADR Taşıt Uygunluk Belgesi (Şekil 3)

    ADR’li araçların diğer araçlara göre mevzuat kapsamında çeşitli değişiklikleri söz konusudur. ADR’li araçlar ECE R105 regülasyonu ve 98/91/EC yönetmeliğine uygun üretilmektedir. Bu mevzuat araçların fren, elektrik, mekanik bağlantı ve kullanılan malzemelerin uygunluğunun sorgulandığı ve onay şartlarının tarif edildiği bir mevzuattır. Örneğin tankerlerin sac kalınlığından, sac izolasyonundan ve motor aksamlarına, patlayıcı taşıyan araçların depo kısımlarının yangına dayanıklı kapalı bölmelerden oluşması veya elektrik aksamının araç dışında muhafaza edilmesi gibi güvenliği artırıcı birçok unsur söz konusudur.

    Sonuçlar

    Anayasa’nın “Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması” başlıklı 56. maddesinde, “Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.” denilmektedir. İlgili madde genel hatlarıyla ele alındığında devlet tehlikeli madde taşımacılığında her türlü güvenlik önlemlerini uygulamak ve uygulatmak zorundadır. İşte bu noktada ADR mevzuatı çevre ve insan sağlığı için hayati öneme sahiptir.

    Ülkemiz ADR mevzuatı konusunda, taraf olduğu günden bugüne çok yol kat etmiştir. Ancak denetimlerin istenilen seviyede olmaması, alınması gereken yolun daha çok olduğunu göstermektedir. İş kazalarında Avrupa’da birinci dünyada ise üçüncü olduğumuz düşünülürse denetimlerin sıklaşması tehlikeli maddelerden kaynaklanacak iş kazalarının önlenmesi ve tehlikeli maddelerle iştigal eden işletmelerin ADR mevzuatının zorunluluğunu kavramaları için hayati öneme sahiptir.

    Kaynak : MuhendisBeyinler.net

    Read more
  • Arıcılık nasıl Yapılır Detaylar için okuyun..

     

    Bu yazımızda arıcılığa yeni başlayanlar için arıcılık nedirarıcılık nasıl yapılırarıcılık nerede yapılır gibi temel soruları cevaplandırmaya çalışacağım. Yeni arıcılığa başlamak isteyenler nereden başlamalı, nereden destek alabilir? Öncelikle arıcılık Tarım Bakanlığı kontrolünde yapılan bir iştir. Arıcılığa yeni başlayan amatörler için milli eğitim bakanlığı bünyesinde bulunan arıcılık kurslarına da katılıp bilgi alabilirsiniz. Buradan alınan belgeler işinize yarabilir hemde konu hakkında bir eğitime sahip olursunuz. Hemde sağlanan imkanlardan yararlanabilirsiniz. Devletin bazı aralıklar ile hibe arı desteği bulunmaktadır. Eğer arı birliğine kayıtlı iseniz bu desteklerden yararlanabilirsiniz.

    Arıcılık Nerede Yapılır

     

    Arıcılığa başlayabilmek için bulunduğunuz bölgeden arı temin etmeniz gerekmektedir. Çevrenizde de yoksa internetten Ana Arı Gen sitesinden satın alabilirsiniz. Kovanlı ve kovansız arılardan satın alabilirsiniz. Başlangıç olarak ne kadar arı almanız gerektiğini bulunduğunuz bölgeye göre değişir. Örneğin nisan ayında 6 çerçeveli arı satın alırsanız bu haziran ayında 10 çerçeveli olarak olacaktır. Arı satın alırken nelere dikkat edilmeli? Eğer arıları bulunduğunuz bölgeden satın alırken arıları güzel seçmeniz gerekmektedir. Öncelikle önerim arı satın alırken öğle arası vaktinde alınız. Öğle arası arının çalışmasını görebilirsiniz. İlk önce kontrol edip daha sonra satın alınız. Neden öğle arasında almalısınız? Çünkü o saatlerde kovan kalabalık değildir, içerideki arının yaşını rahatlıkla görebilirsiniz. Bağlı bulunduğunuz döneme göre arılarda renkler vardır. Örneğin 2018 yılının kırmızı, 2019 da beyaz olacaktır. Henüz 2019 arıları çıkmadı, nisandan sonra döllenmeye başlayacaktır. Sarı olan arılar ise 2017 yılının arılarıdır. Mümkün olduğunda kırmızı arı satın almaya bakınız.

    Arıcılık Nerede Yapılır neden

    Ana arının yaşı büyüdükçe yumurta sayısı azalır. Bu yüzden 2 yaşından fazla ana arı satın alınmamalı. Kovan içini kontrol ediniz. Eğer ana arı yumurtaları toplu atıyorsa bu iyi demektir. Eğer yumurtaları dağınık atıyorsa bu arıları tercih etmeyiniz. Akşam tekrar kontrol etmede fayda var. Bazen bazı kişiler kovanların üstüne şerbet döküyor. Arılar yukarı toplanıyor ve satın alacak kişi çok fazla arı olduğunu sanıyor.

     

    Zaten arı satın alacağınız zaman satın alacağınız kişinin çiftliğinden az çok anlayabilirsiniz. Eğer kişinin kovanları, araç gereçleri düzgünse, sistemli ise o kişi size kötü arı satmayacaktır zaten. Arı satın alırken mümkün oldukça arıcılar birliğine üye olan kişilerden satın alınız. Aşağıda örnek bir plaka görebilirsiniz. Bu plaka arının sağlığı hakkında bilgi verecektir. Ayrıca sitemizde yayınlanan bu yazıya da göz atabilirsiniz: arıcılık nerede yapılır

    arıcılar birliği plakası

     

    Merak edilen bir diğer konu ise bakanlıktan izin almadan kendi bahçemde arıcılık yapabilir miyim? Evet yapabilirsiniz ama yakın alanda bir sıkıntı olmaması gerekir. Bu ne demek? Çevrenizde olan komşularınıza zarar veriyorsa, komşularınız sizden şikayetçi olması ihtimali vardır. Şikayete de mağruz kalınca da izinsiz bir konaklama yapmış olursunuz. Bu yüzden tarım bakanlığından ilgili kurumlardan izin almanız sizin faydanıza. 1 kovanda olsa 10 kovanda olsa bu durumu değiştirmeyecektir.

    kadın arıcılar

    Arıcılığa başladık, kontrol etmeye giderken bazı dikkat etmemiz gereken bazı noktalar var. Arının çalıştığı saatlerde hava sıcaklığının 15 derecenin üstünde, rüzgarsız ve yağışsız arının çalıştığı alana gidebildiği saatlerde arı bakabilmek, kolonilerin rahat kontrol edilmesi bakımından avantajlıdır. Kovana yaklaşırken kolonya, parfüm gibi ürünleri kullanmamanız gerekmektedir. Bunlar arıları rahatsız eder ve size saldırmalarına neden olur. Arıları kontrol ederken sakin ve yavaş olmalısınız. Sessiz olmalısınız ki arıların farkında olmasın ve saldırı durumuna geçmesin. Tabi kovana yaklaşırken elbise ve diğer gereçleri giyinmeniz de gerekmektedir.

    bal

    Maskesiz, körüksüz arılara yaklaşmanız sizin zararınıza olacaktır. Körük yakarken de dikkat etmeniz gereken bazı önemli noktalar vardır. Dumanın arıları çok fazla rahatsız etmemesi gerekmektedir. Duman arıların birbirleri arasında haberleşmesini engellemektedir. Arılar koku ile haberleşmektedir. Duman arı üzerinde 2 etki bırakır. Arılar yangın çıktığını sanarak kovandan bal çekerler. Mideleri bal dolduğu için daha sakin ve iğnelerini rahat çıkarmasını engellemektedir. Diğer etki ise arıların birbirleri arasındaki iletişimi keserek toplu hareket etmelerini önlüyorsunuz. Siz eğer işinizi sakin yaparsanız sorun yaşamazsınız.

    Körük yakılırken, körüğün sıcak hava üflememesi ve dumanda kıvılcım olmaması çok önemlidir. Kıvılcım arıları yakabilir ve bu onları daha çok saldırgan olmasına neden olabilir. Yani vereceğiniz duman dengeli olmalıdır ki arılar saldırganlaşmasın. Körük doldukça içindeki kül temizlenmelidir. Küller de arılara zarar verebilir.

    Arı körüğü

    Bal sağma işlemi nasıl yapılır? Uzun bir dönem sonunda arılarınız çalıştı ve petekleri bal ile doldurdu. İlk başta kovana duman verilir ardından çıtalar teker teker başka bir kovana taşınır. Arından diğer kovandan alınıp 2 3 kere silkelenme yapıp arıları çerçeveden uzaklaştırdıktan sonra çerçeveyi muhafaza edeceğiniz kaba alabilirsiniz. Bu şekilde yaparsanız arıları daha az silkeleyeceğiniz için arıları strese sokmadan balını alabilirsiniz. Bu yazımızda kabaca arıcılık nasıl yapılır hakkında bilgi verdik.

     

    Kaynak : MuhendisBeyinler.net

    Read more
  • Nükleer Enerji Santrali hakkında bilinmeyenler

     

    Daha önce uzaktan da olsa hiç nükleer enerji santrali gördünüz mü? Nükleer santral olmayan bir ülkede yaşıyorsanız eğer bu mümkün değil. Bu yazıda bol görselli şekilde size göstermeye çalışacağım.

    Fotoğraflar Novovoronej nükleer enerji santralinden. Novovoronej nükleer enerji santralinde şuan 6 blok bulunmaktadır. 7. ise şuan inşaat halindedir. Türkiye’de kurulacak Akkuyu Nükleer santrali ile birebir aynı olacak. 1 ve 2. blok VVER-210 tip olup 1958 yılında, 3 ve 4. blok VVER-440 olup 1967 yılında, 5. blok VVER-1000 tip olup 1972 yılında, 6. blok VVER-1200 olup 2006 yılında kurulmuştur. 7. bloğun ise inşası devam etmektedir.

     

    Nükleer Santraller Nasıl KurulurYukarıdaki fotoğrafta inşaat halinde olan 7. bloğun dış koruyucu reaktör kubbesini görmektesiniz. Hemen arkasındaki reaktör kubbesi ise yanlış hatırlamıyor isem 5. blok. Bu kubbenin tamamlanması için ortalama 2000 m3 betona ihtiyaç var. Tabandaki kubbenin çapı 44 m, kalınlığı ise 1.2 metredir. Arka plandaki diğer kubbe üzerindeki yeşil borulara dikkat edersiniz, bu boruların ağırlığı 180 ton olup çapları ise 13 metredir. Bu borular pasif soğutma sisteminin elemanlarıdır (PSS). Bir kaza anında (Fukushima’da olduğu gibi) bu sistemler reaktörün çekirdeğini uzun bir süre soğutabilir. Bu sistem Rusya’da ilk kez kullanılmaktadır.

    reaktör kubbesi

    Kuşkusuz nükleer güç santrallerinin en büyük yapıları bu pasif soğutma sistemleridir. Buna ek olarak, dolaşımdaki su tedarik sistemlerinde suyu soğutmak için en etkili sistemlerden biridir. Yüksek kule suya potansiyel enerji kazandırarak, suyun soğumasında etkili olur. Yüksek kule sayesinde buharlaşmanın bir kısmı döngüye, diğer kısmı ise rüzgar tarafından taşınır.

     

    nükleer santral soğutma kulesi

    Yukarıdaki resimde 6. bloğun soğutma kulesini görmektesiniz. 6. bloğun soğutma kulesi kabuğunun yüksekliği 171 metredir. Yaklaşık 60 katlı. Bu kule Rusya’da inşa edilen kulelerin en yükseği. Genelde 150 metreyi geçmemektedir. Bu kulenin inşaasında 10.000 fazla metreküp beton kullanıldı.

     

    soğutma kulesi

    Soğutma kulesinin alt çapı yaklaşık 134 metredir. Üst kısmına sulama boruları döşenmiştir. Bu sulama kanalları bu türden soğutma kulelerinin ana yapısal elemanı olup, içinden akan su akışı ile havanın uzun süre ve maksimum temas alanı sağlamak için tasarlanmıştır. Bunlar modern polimer malzemelerden yapılmış kafes modüllerdir.

     

    Şantiye alanının tamamı uyarı, yasaklayıcı ve basitçe çarpıcı plakalar ve tabletlerle dolu.

    nükleer santral şantiyesi

    Merkezi güvenlik kumandasından bir kare. Günümüzde tüm sistemlerin kontrolü bilgisayar desteklidir.

    kumanda panosu

    Işıkla dolup taşan dev bir oda, otomatik röle koruma sistemleri olan ince kabinler.

    röle koruma sistemleri

    Röle koruması, elektrik sisteminin tüm elemanlarının durumunun sürekli izlenmesini sağlar ve hasar veya anormal rejimlerin oluşumuna tepki verir. Hasar durumunda, koruma sistemi hasar gören belirli alanı tanımlar ve yedek hatları aktifleştirir veya kapatır (kısa devre veya topraklama hatası).

    Röle koruması

    Her duvarda yangın söndürücü var. Elbette otomatik.

    yangın söndürücü

    Devamında 220 kV’luk komple şalt sahası (KRUE-220) binasına geçiyoruz. Bence, tüm nükleer enerji santralinin en fotojenik yerlerinden biri burası. Ayrıca KRUE-500 var, ancak girmemize izin verilmedi. KRUE-220, genel istasyon elektrik ekipmanının bir parçasıdır ve harici iletim hatlarından enerji almak ve inşa halindeki istasyona enerji dağıtmak için tasarlanmıştır. Güç üniteleri inşa edilirken, KRUE-220 yardımı ile doğrudan yapım aşamasındaki nesnelere elektrik sağlanır.

    şalt sahası

    Altıncı ve yedinci güç ünitelerini oluşturan “NGS-2006” projesinde, ilk kez dağıtım istasyonlarındaki güç dağıtımı şemasında, gaz izolasyonlu 220/500kV kapalı tip tam iletkenler kullanıldı.

    Gaz İzoleli Şalt Sahaları

    Yeni güç ünitelerinin devreye sokulmasından sonra, Novovoronej NGS’de üretilen birleştirilmiş enerji sistemine elektrik aktarmak için GIS-220 ekipmanı kullanılacaktır. Enerji iletim hatlarının yakınındaki kutulara dikkat edin. İnşaatta kullanılan çoğu elektrikli ekipman Siemens tarafından üretilmektedir.

    enerji sistemiBurada, örneğin, ototransformatör Hyundai. Bu ünitenin ağırlığı 350 ton ve 500 kV’den 220 kV’a güç dönüşümü için tasarlanmıştır.

    ototransformatör

    Hemen aşağıda ise Rus menşeli OJSHC Electrozavod tarafından üretilen transformatör bulunmaktadır. 1928’de kurulan ilk Rus transformatör tesisi, ülkenin sanayileşmesinde ve Rus enerjinin geliştirilmesinde büyük rol oynamıştır. “Electrozavod” markalı olan ekipmanlar, dünyanın 60’dan fazla ülkesinde kullanılmaktadır.

    transformatör

    Transformatörler hakkında biraz açıklama yapacak olursam. Genel olarak, güç çıkışı şeması (inşaatın tamamlanmasından sonra ve işletmeye alınırken) 220 kV ve 500 kV’luk iki sınıftan oluşur. Türbin sadece 24 kV üretir ve bu akım iletken yoluyla transformatöre gönderilir ve burada 500 kV’a yükseltilir. Daha Sonra, KRUE-500 (şalter) vasıtasıyla güç kapasitesinin bir kısmı birleşik enerji sistemine aktarılır. Diğer kısım ise ototransformatörler (Hyundai) ile 220 kV’ya düşürülür. 220 kV, KRUE-220 (bir çeşit şartel :)) vasıtasıyla da güç sistemine aktarılmaktadır. Sözü edilen transformatörün ağırlığı 340 ton olup, 533 MW gücündedir.

    Electrozavod transformator

    Hemen aşağıda buhar türbin salonunu görmektesiniz.

    türbin

    Türbin, buharın ısı enerjisinin (yaklaşık 300 derece ve 6.8 MPa basınç altında) rotorı döndermesiyle mekanik enerjisine dönüştürüldüğü yerdir. Bu mekanik enerji ise jeneratörde elektrik enerjisine dönüştürülmektedir. Türbin tüm parçaları monte edilmiş halde 2600 tondan fazla, uzunluğu 52 metredir ve 500’den fazla bileşen içerir. Bu yapıyı şantiyeye taşımak için yaklaşık 200 kamyon kullanıldı. Bu türbin K-1200-7-3000 (1200=güç, 7=basınç, 3000=dakikadaki devir sayısı), Leningrad Metal Tesisinde üretildi ve 1200 MW kapasiteli ilk yüksek hızlı (3000 rpm) türbindir. Bu yenilikçi gelişme, “NGS-2006” projesi kapsamında inşa edilen yeni neslin nükleer güç üniteleri için özel olarak oluşturuldu. Fotoğrafta, türbin salonunun genel bir görünümü görmektesiniz. Eski nükleer bilimcileri türbine  sadece bir makine derlerdi.

    türbin salonu

    Türbinin yoğunlaştırıcı kondansatörlerini aşağıda görmektesiniz. Kondenser grubu, makine dairesinin temel teknolojik donanımlarından biridir. Herkesinde bildiği gibi türbinden geçen buharın suya dönüştürmek üzere tasarlanmıştır. Ortaya çıkan suyu, gerekli yenilemelerden sonra buhar türbinine geri döner. Yoğuşma ünitesi, 4 kondansatör ve bir boru hattı sisteminden oluşup, ağırlığı 2000 tonu aşmaktadır. Kondansatörlerin içinde yaklaşık 100 bin metrekare toplam alana sahip bir ısı transfer yüzeyi oluşturan yaklaşık 80 bin titanyum tüp bulunmaktadır.

    kondansatör

    6. bloğun kumanda panosuna geçiyoruz. Açıklama yapılmaksızın anlaşılabilir. Burası bir nükleer enerji santralinin beynidir.

    nükleer enerji santrali kumanda odası

    Güç kaynağı ve kontrol üniteleri.

    Güç kaynağı ve kontrol üniteleri

    Nihayet, reaktör odasını göreceğiz! Aslında, burası nükleer reaktörün bulunduğu yerdir. Yakın gelecekte mühürlenecek ve erişilemeyecektir. Sadece yılda 1 kere tamir için açılacaktır.

    nükleer reaktöre giriş

    İçeriye ilk girdiğinizde karşınıza 360 ton yük taşıma kapasiteli tepegöz vinci çıkıyor (reaktör kabı, buhar jeneratörleri, basınç kompansatörü, vb.)Büyük ve ağır ekipmanlarının monte edilmesi için tasarlanmıştır. Nükleer enerji santrali işletmeye aldıktan sonra vinç, nükleer yakıtın onarımı ve taşınması için kullanılacaktır.

    tepegöz vinci

    Ve nükleer enerji santralinin kalbine geliyoruz; reaktör çekirdeği. Aşağıda gördüğünüz silindirin içerisinde 1 tane yakıt çubuğu görülmektedir. Reaktör kabının flanşı. Daha sonra üst ünite, ana konnektörün sızdırmazlığını sağlayan KKS (reaktör kontrolü ve koruma sistemi) kurulacak.

    reaktör kontrolü ve koruma sistemi

    Hemen aşağıda atık havuzunu görüyorsunuz. İç yüzeyi paslanmaz çelik sacdan yapılmıştır. Reaktörden boşaltılan kullanılmış nükleer yakıtın geçici olarak depolanması için tasarlanmıştır. Yakıt çubukları bir süre burada bekletildikten sonra, yeniden işleme veya yeniden yakıt elde etme (depolama, elden çıkarma veya işleme) ile uğraşan nükleer endüstrisine yollanır.

    reaktör havuzu

    Ve bu duvar boyunca pasif güvenlik sistemlerini görmektesiniz. Kısaca bunlar borik asit sulu bir çözeltisi ile doldurulmuş devasa varillerdir. Birinci devrede basınç belli bir seviyenin altına düştüğünde veya acil bir durumda, reaktörü besleme, nötron soğurma ve reaktör çekirdeğini soğutma gibi işlevlere sahiptir. Nükleer enerji santrallerinde nötron absorbe için borik asit kullanılmaktadır.

    borik asit tankları

    Gelecekte bakım ve onarım çalışmaları için nükleer yakıtın değiştirilmesi gerçekleştirildiğinde, bu nakliye ağ geçidi aracılığıyla reaktör bölmesine girmek mümkün olacak. 9 metreden daha büyük bir çapa sahip 14 metrelik bir silindirik bölme olup, dönüşümlü olarak kapılardan her iki tarafa da kapalı olarak kilitlenmiştir. Kilidin toplam ağırlığı 230 ton civarındadır.

    nükleer reaktöre geçiş tüpü

    7. bloğa genel bir bakış.

    novovoronej nükleer santrali

    Reaktörün silindirik gövdesini görmek için aşağı iniyoruz. Burada sadece teknolojik boru hatları var sürece. Büyük bir yeşil boru konturlardan biridir.

    nükleer enerji santrali reaktör odası

    Ve işte burada. Rus basınçlı su reaktörü VVER-1200 modeli. Çekirdeğin fisyon ve zincirleme nükleer reaksiyona girmeyeceğim. Sadece reaktörün içinde 9.1 çapında özel alaşımlar ile yapılmış, mühürlü tüpler şeklinde yakıt elementleri (sözde yakıt çubukları) bulunduran kabı göstereceğim.

    reaktör çekirdeği

    Ana sirkülasyon pompasını (ANP) görmekteyiz. Reaktör binasının ana proses ekipmanlarından biridir ve birincil devrede soğutma suyunun devridaimini yapmak üzere tasarlanmıştır. Bir saat içerisinde 25 bin metreküp su pompalayabilir. ANP ayrıca, reaktörün tüm çalışma modlarında çekirdeğin soğutulmasını sağlar. Sistemde  4 tane ANP vardır.

    Ana sirkülasyon pompası

    Anlattıklarımın pekiştirilmesi için, NGS’nin en basit şemasına bakıyoruz. Çok basit, değil mi?  :)

    nükleer enerji santrali

    Ve bu Novovoronej NGS’nin en başarılı inşaatçılarından biri kendinden tahrikli vinç DEMAG. Reaktör ve makine salonlarının (taşıma kapasitesi – 1250 ton) taşınmasıyla görevli. Tam yükseklik (115 metre).

    kendinden tahrikli vinç DEMAG

    Kaynak : MuhendisBeyinler.net

    Read more
  • Endüstri 4.0 Nedir Merak Edilen Sorulara Cevap

     

    “Aydınlık Gelecek, Karanlık Fabrikalarda.”  Sürekli havada sanayi artık dördüncü evrede! Peki 4. Sanayi Devrimi nedir? Biz bu evrenin neresindeyiz? Bize kazanıyorları ve kaybettirecekleri nelerdir? Buharlı makinelerimizle ilk sanayi devrimini gerçekleştirdik, elektrikle tanışarak bu devrimi ikinci evreye taşıdık ve dijital teknolojiyi görüntüleyinederek 3. Sanayi Devrimine kadar geldik. Endüstri 4.0 adıyla da bilinen 4.Sanayi Devrimine ulaştık.  

    Endüstri 4.0

     

    Endüstri 4.0'ın Gelişim Süreci

    Duyulan İlk kez 2011 Yılında gerçekleştirilen Hannover Fuarı'nda adı Endüstri 4.0 , Alman Federal Hükümeti'nin sağladığı desteklerle GÜNÜMÜZ sanayisinde Yerini aldı. İleri gelen teknoloji devleri ABD ve Japonya gibi ülkeler bu endüstriyi desteklediler ve gelecek hedeflerini Endüstri 4.0'a uygun bir şekilde planladılar. 

    Endüstri 4.0  genel hatlarıyla; robotların üretimini devralması, yapay zekanın tarihi, üç boyutlu yazıcılarla üretimin fabrikalarından evlere giriş, devasa sırada ki bilgi yığınını veri analizleriyle ayıklanıp üzerine ve daha ileri düzeyde gelişebiliyor.

    4. Sanayi Devrimi nedir

     

    Endüstri 4.0 Gelecekte Bize Ne Sunuyor?

    Endüstri 4.0'ın en büyük hedefi, birbirleriyle haberleşen, çevre ile ilgili algılayabilen ve veri analizi yapan şehirlerde fark edebilen robotların üretimi devralıp; daha kaliteli, daha ucuz, daha hızlı ve daha az israf yapan bir üretim yapmaktır.

     

    4. Sanayi Devrimi daha çok fabrikaları etkileyici olabilir. Üç boyutlu yazıcıları sadece sanayide değil, evlerimizde dahi kullanabileceğimiz gelecektir. Kendi istediklerimizin onlari onlari gelebilir onlari, onlari hayal gücümüzü kullanarak istedigimiz ürünü evimizde üretebilir ve evimizi minik bir fabrikaya dönebilirüreğiz.  

    Günümüzde yaygın olan marka bağımlılığı. Gelecekte hangi marka kıyafeti giyilmez değil ne olursa olsun kıyafeti giyilebilir önem kazanıyor ve buradaki kıyafetler kendimiz evimizde üretilebilir orada geleceğiz.

    Endüstri 4.0'ın Olumsuz Yönleri

    Endüstri 4.0'ın sahip olduğu güzel yanlarının dışında, hayatımızı zorlaştıracak olumsuz yanları da mevcut. Robotların üretimi devralmasıyla insan gücüne duyulanlarınız azalacak ve robotlar bir arada çalışmak işlerinden kovacaktır. Bu durum sadece fabrikalardaki mavi yakalılar için değil beyaz yakalılar için bir risktir çünkü yapay zeka ile robotları kodlayabilen robotlar ve tasarım yapabilen robotlar, üretimi devralacaktır.

    Endüstri 4.0 ile birlikte yeni meslekler (iletişim halinde olan sistemlerdeki anlaşmalar için çözülmüş bir makine avukatlığı gibi) ortaya çıkmadan öngörülse safra artan dünya nüfusu şu anda bu durum işsizliğe çare olamayacaktır.

    endustri-4-0

    Endüstri 4.0'ın Global Dünyaya Etkisi

    Endüstri 4.0'ın gelişmesiyle artan üretim hızını ve kalitesini ileriye götürüyor, en azından ve çok müşterimiz değil. Apple'ın dünyadaki en büyük şirketi olması ve eski dünya devi'nin Nokia'yı piyasadan silmesi bu durumda en güzel örnektir.

    Müşterilerinin isteğini en güzel belirleme yolu ise veri analizidir. İnternetin hayatımıza girmesiyle bir arada devasa bilgi yığınını analiz edip en iyi şekilde bir arada galip gelecek olanlardır. Endüstri 4.0 aynı zamanda Google ve Facebook gibi şirketlerimizde üretime girmesini istedik ve endüstride zorlu bir rekabetin başlamasına neden olacak.

    4. Sanayi Devrimi aynı zamanda uluslararası ülkeler arasındaki rekabeti genişletiyor ve Çin Halk Cumhuriyeti gibi hem de insan gücü merkezini hem de sahip olmuşlardı. Artan üretim hızının bulunduğu Çin, üretim tarihi da genişletiliyor, günümüzde herkesin kalitesiz olarak gördüğü ürünler, merkezdeki en kaliteli ürünlerin başını çekecektir.

    Türkiye'nin Endüstri 4.0'daki Yeri

    Türkiye, dünyanın önde gelen üretim merkezlerinde ve üretim merkezlerinde Türkiye’nin dünya pazarında cazip kılsa safra robotlarının üretimi devralmasıyla insan gücüne olanları azalacak ve yabancı ülkelerde yatırımlarını yapmakta Bu ülkede ülkemizin üretim merkezi yerine, inovasyon merkezi olarak küresel pazarda kendine yer bulması gerekiyor.

    Bu ülkede Türkiye'nin önünde zorlu bir süreç mevcut. 2. ve 3. Endüstri Devrimi arasında bir evrede bulunan ülkemizin, 10 ila 15 yıl içerisinde Endüstri 4.0 girileceği düşünüldeki teknolojiler bulaştırarak edebileceklerinizi gelelim. Bu mühendis Türkiye'nin mühendisliği kız istemek için bir araç olarak kullananlara değil, ülkemizdeki teknolojiye ayak uyduracak mühendislere vardı.

    “Karanlık Fabrikalar Kapımız”

    Sonuç olarak, Endüstri 4.0 geleceğimizi iyi ve kötü yönleriyle doğrudan etkileyecektir. Gelecekte içerisinde insanın dışı ve ışığa bağlı robotik çalışan fabrikalar bizi beklemekte ve insanoğlu artık robotlarla yarışmakla girmeye hazırlanmaktadır. 4.0'dan kaçmak değil ona en iyi şekilde uyumlaştırtır. Bazı masalların sonunu bilemezsiniz ve yenilik sonu bilinmeyen bir masaldır.

    Konumuz  4.0 Endüstri , kimimiz belki Bu Konuda Bilgi sahibi Değildir. Endüstri 4.0'ı anlayacağınız dilde bağlısak, çalıştıran makineleş yani sistemden insanı çekerek diyebiliriz. İnansızız daha az hata olacağı düşünülüyor. Endüstri 4.0'ı bana tanıtan Siemens genel müdür yardımcısı Ali Rıza ERSOY Bey'dir.

    Şuan kimimiz işsizlik olacak filan diyor ama şöyle düşünün, eskiye gidelim buhar imalatı çıktığında insanlar işsiz kaldı mı? Kalmadı şuanda aynısı olacak yani işin varsa yine insan vardır. Endüstri 4.0'ın makinelerini etkinleştirebiliyorken insan gibi olacaklar birbirlerini birleştirecekler, anlaşacaklar ve çözüm yolunu üretecekler kısacası robotlar daha ileride olacak. Şuan Türkiye sanayisinde 2.5'larda bizim bunu 4.0 a geliştirmemiz için baya çalışmamız lazım.

    Almanya endüstri 4.0 daha yakın düzeylerde 3.0-3.5 arasında, zaten bu endüstri 4.0'ın tarihinde Almanya vardır. Önemli olan kimin daha fazlasını yapabildiğidir. Sunacaklarına dönersek hızlı üretim, doğru üretim, düzgün üretim olacaktır. Teknoloji hızla gelişiyor ve bu gelişime bizimde muhakkak ayak uydurmamız lazım. Sonuç olarak ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine getirilebilir ve çağdaşlaşmak için endüstri 4.0'ı ülkemize bizler getirmeliyiz.

    endustri-4-0

    Önceden yazılmış görselimizden biraz daha tanım yapalım. Makinelerimizi diyelim bu makineler nasıl korunacak veya kendi kendini koruyabilecek mi? Bahsettiğimiz gibi bir siber saldırı olduğunu düşünüyorumelim bu konuda siber ağ güvenliği dediğimiz referans araması giriyor. Makinelerimiz yani artık bunlara robotlarımız diyebiliriz kendine bir kalkan yapabilircak veya bu konuda güvenli bir şekilde uzakta kısacası iki taraftayız var. Gelelim veri depolamaya; veri depolama içinde büyük bir gelişme göstermeliyiz yüzlerce yıl önce değil de yeni ve ileri teknoloji olan tek bir bilgisayar sistemi oluşturmamız lazım. Uzaktan kumanda hepimiz duymuşuzdur  endüstri 4.0 bize bunu teslim ediyoruz. Düşünün evinizden telefon veya herhangi bir cihazla açık fabrika kontrolünü yapabilirsinizsiniz. Şu anda karanlık fabrikayı tanıtmış bulunmaktayım. Peki bu bize ne kazandıracaklarımıza enerji verdiğimiz büyük bir. sadece makinalar enerji tüketimiecek aydınlatma vb. şeyler kullanmakmayacak.

    endustri-4-0-nedir

    Eğer  endüstri 4.0 'ben gerçekten biliyor ve bu işte sizinde katkınız olmasını istiyorum benim anlattıklarımız yetinmemelisiniz. Kısa bir bilgi şeklin sadece bir köşesidir. İleride insanlar sadece endüstri 4.0'dan bahsedebilir. 2020-2025 tarihinde arası olarak tahmin ediliyor. Ve önümüzde o kadar çok yıl varken belki de istiyorsak şu andan başlamalıyız. Teknolojiyi zaten çoğumuz takip ediyor ve endüstri 4.0'da büyük bir teknoloji istersen bu teknolojinin gerisinde kalmışsak zorlanırız. Herkes ileriye adım atıyor biz dahada ileriye atmalıyız.

    Kaynak : MuhendisBeyinler

    Read more
  • Saçlarımın Çabuk Uzamasını istiyorum Ne Yapmam Gerekiyor diyenler için hazırlandı

    Saçlarımın Çabuk Uzamasını istiyorum Ne Yapmam Gerekiyor diyenler için hazırlandı

    Saç nasıl çabuk uzar; Dengeli beslenmeli ve sağlıklı uzun saçlar için gerekli  vitaminler beslenmeniz eklemelisiniz. Unutmayın, saçlarınız doğal tellere sahiptir ve bunlar sağlığınız ve iyi olmanızın yansımasıdır. Eğer senin istediğin kadar iyi bakmazsanız, saçınıza istediğiniz gibi görünmeyecektir. Vücudunuza iyi bakmalı, bir kat bakım programı uygulamalı ve beslenmenize vitamin katkısı sağlamalısınız. Biraz dikkat ve bakımla saçlarınızı harika bir görünüme kavuştiklerini göreceksiniz.

    Uzun Saç Düşmanları Nelerdir?

    Uzun saç düşmanları; kırılma, uçuşma ve kırık uçlardır. Udandığınız andan itibaren, uyanıkken ve hatta uyurken saçınızın yolunu bir tane çok etken vardır. En çok görüntüleyenler yanlış fırçalama ve yıkama, uçlarını gerekli sıklıkta kısaltmamaktır. Saç şekillendirme, yanlış beslenme ve huzursuz uyumak da saçta kırılmaya neden olabilir. İnsanların, saçlarına iyi gelebileceğini, şeyler saçlara zarar verebilir. İyi bakım; basit, ancak doğru bakım ürünleri uzun, güzel ve sağlıklı bir  saça kavuşuyor.

    Saç nasıl çabuk uzar?

    Saçın hızlı uzaması için gerekli malzemimiz;

    • Yoğurt
    • Yumurta
    • Limon suyu
    • Kına

    Kına, yumurta, yoğurt ve limon suyuyla yoğun bir hamur hazırlayın.

    Hazırladığınız bu hamuru tüm saçınıza ve saç derinize masaj yaparak sürün.

    Bir saat sonra şampuanlayın.

    Bu işlem aynı zamanda saç dökülmesini propleminede iyi gelecektir.

    Saçın hızlı uzaması için başka bir uygulama;

    1 yemek kaşığı çörek otu ve susam otu

    1 yumurta sarısı

    1 yemek kaşığı çörek otu ve susam otunu, 1 yumurta sarısı ile iyicene karıştırıp saçlarınıza masaj yaparak sürün ve 15 dakika kadar bekletin. Sonra saçlarınızı ılık su ile güzelce durulayın. Saçın hızlı uzaması için bu kürü, haftada 1 kez uygulandı.

    Saçların Çabuk Uzaması İçin Doğal Yöntemler

    Yarım olgun avokadoyu çatal ile iyice ezin. İçine bir çorba kaşığı üzüm çekirdeği yağı ve bir çorba kaşığı soya yağı katıp iyice karıştırdıktan sonra saç diplerine iyice yedirerek sürün. Daha sonra başınıza önce mutfakta kullandığınız streç filmden bir kat sarın onun üzerine de ılık havlu sarıp 1 saat bekleyin. Son olarak saçınızı yıkayıp durulayın. (Hafta bir kez uygulayıcısı.)

    Bir kahve bardağı sıcak su bardağı bir kahve bardağı keten tohumu yağı, yarım limon suyu katarak ocağı koyun ve kaynamaya odadaca hemen ocaktan alın. Başınıza gidebileceğiniz sıcaklığa gelince ılık olarak saçınıza sürüp götürülebilir gibi streç film ve havlu ile sarın. Bir saat sonra saçınızı yıkayıp durulayın.

    Saçların Çabuk Uzaması

    Temizlendiği yerde en sevdiği yeridir saçları. Bir anne çocuğuna nasıl severse inanın saçlarınıda o kadar çok sever. Onları herzaman bakımlı görmek ister. Ama zamanında zaman yayarak olmamasından yada üşengeçlikten bakımını onu zaman erteler. Asıl konumuzsa saçlarının çabuk uzamasını isteyen bayanları daha fazla ilgilendiriyor. Kuru vereceğimiz formüller işinize yarayabilir.

    Saçları Uzatmak İçin Maske 1;

    Malzemelerimiz;

    • 10 gr Entele Otu,
    • 2 Su Bardağı Elma Sirkesi,
    • 2 Su Bardağı İçme suyu,

    Entele otumuzu elma sirkesini ve suyumuzu bir tas içersine kaynatıyoruz. Tasdaki suyun yarısı buharlaşıp boşalana kadar kaynatın. Sonra Soğumaya tıklayın. Soğuduktan sonra saç diplerimize masaj yaparak sürüyoruz. Bir iki saat kadar saçımızı bekletip ılık suyla yıkıyoruz. Haftada 3 kez uygulamalarınız yeterli gelicektir.

    Saçları Uzatmak İçin Maske 2;

    Malzemelerimiz;

    • 10 Gram Entele Otu,
    • 1 Şişe Badem Yağı,
    • 1 Şişe Bepanten,
    • 1 Adet Saç Bonesi,

    Saçlarımızı güzel şekilde yıkayarak temizliyoruz. Aktardan aldığımız 10 gram entera otunu bir kahve cezvesinin 4/3 ünü suyla doldurup içersine atıyoruz ve kaynatıyoruz. Kayna aldıktan sonra süzerek ılımayacağını. Aktardan aldığınız badem yağımızı ve bepanthene'i entele otu suyuyla karıştırarak saç diplerimize masaj yaparak uyguluyoruz. Başınıza bir kemik takarak 20 dakika fön makinası ile kurutuyorsunuz. Fönlemede bittikten sonra 10 dakika daha bekleyin ve boneyi çıkarıp saçlarınızı yıkayın.

    Saçlar Nasıl Uzar?

    Saçlarınızın uzaması, vücut kimyanızın dengesiyleğinizdedir. Belli bir noktadan sonra saç uzaması yavaşlar.

    Kısa zamanda  saç nasıl çabuk uzar  diye merak ediyorsanız sabırsız ve iyi bakımın saçın uzamasında en önemli etken olduğumuzu unutmamanızsınız.

    Kırık uçların çoğunu gösteren. Doğru şampuan, saç kremi  ve şekillendirme ürünleri kullanarak kırık uçların başında geçmelisiniz.

     

    Read more

Latest Articles

Most Popular